"Henüz, 1997 yılındaki ekonomik krizin etkilerini aşamayan dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi Endonezya, bu krizle tam anlamıyla felaket bir ortamda karşılaştı. Son 10 yılda bütün üretim alanları, vahşi Çin rekabeti nedeniyle yok olan, ithalata ve tüketime dayalı bir ekonomi haline gelen Endonezya üzerinde artık sadece bir tek konu konuşuluyor: Bu ülkeye Çin mi, yoksa Batılılar mı el koyacak...
Komşusu Endonezya’nın aksine, 1997 krizini IMF ve Dünya Bankası desteği olmadan tamamen kendi ulusal programı ile aşan Malezya ise, Müslüman coğrafyanın bu krizde de sorunlarını kolay aşacak ülkesi olarak tanımlanıyor. Bu gelişmede, ülkenin güçlü ‘İslami bankacılık’ sektörünün çalışmalarını küresel finansal gelişmelerden etkilenmeden sürdürmesinin önemli rol oynadığı da belirtiliyor.
...Ve Türkiye...Malezya ile birlikte Müslüman ülkeler arasında bu krizi en kolay atlatabilecek ikinci devlet olarak tanımlanıyor. Nedeni, 1997 ve 2001’deki krizlerden elde ettiği olağanüstü deneyim, Müslüman ülkeler içinde ‘tabii kaynak geliri bağımlısı’(petrol gibi) olmayan bir ekonomiye sahip olan Türkiye, güçlü sanayi alt yapısı ve yetişmiş nüfusu ile dikkat çeken bir yapıda.
Sonuç: Türkiye ve Malezya, bir kez daha Müslüman ülkelerin ana lokomotifleri olmaya aday iki devlet. Dünya açısından iki ana risk ise Pakistan ve Mısır’da yaşanabilecek ‘dağılma...’ Dünyanın bu devletlerin onda biri kadar olan Somali’deki dağılma karşısında yaşadığı çaresizlik göz önünde bulundurulursa, bu iki devlete özel yardım paketlerinin pek yakında devreye girmesi kaçınılmaz görülüyor.
... "
Star gazetesi yazari Ardan Zentürk'ün "Küresel kriz... İslam dünyası..." başlıklı yazısından bor bolüm