Cüneyt Ülsever, Hürriyet, 18.11.207
LEFKE Avrupa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu Hocamız, Malezya’da katıldığı bir konferans sonrası yazdığı bir makaleyi bana yollamış.
Çok önemli bir noktaya parmak bastığı için Ali Rıza Büyükuslu Hoca’nın makalesini özetleyerek takdim ediyorum:
"Hatırlayacağınız üzere bir süre önce basının belirli bir bölümü laiklik tartışmasında Türkiye’yi birdenbire Malezya ile mukayese etmiş, Malezya’ya gönderdikleri gazeteciler ile tartışmayı ’Türkiye, Malezya olur mu?’ boyutuna indirgemişlerdi.
Geçtiğimiz hafta ben de Malezya’da düzenlenen ve Malezya Milli Yüksek Eğitim Bakanlığı himayeleri ve aynı zamanda Uluslararası Üniversiteler Birliği-BM/UNESCO oganizasyonu ile gerçekleşen ’Küresel Yüksek Öğretim Forumu-2007’ye Türkiye ve KKTC’yi temsilen davetli misafir olarak katıldım.
**
Benim açımdan önemli olan Türkiye’nin bilim, teknoloji ve eğitim alanında ve küresel ölçekte Malezya ile mukayesesidir. Bugün itibarıyla Malezya’da 25 milyon nüfus yaşamaktadır. Bunun % 57’si Malezya (Malays) olup, diğer etnik grupları Çinliler ve Hintliler oluşturmaktadırlar. Malezya ekonomisinin ağırlığı imalat sanayiidir.
Elektrik ve elektronik sektöründe gösterdikleri performans yüksek teknoloji alanında devam etmekle birlikte turizm, petrol ve lastik endüstrisi de önemli ölçüde ekonomik katmadeğer ve istihdam yaratmaktadır.
Devlet politikası haline getirilen yüksek öğretim alanı ise Malezya’da yeni gelişen bir ekonomik sektör olarak tanımlanmaktadır.
Yüksek öğretim Malezya’nın kalkınma, büyüme, teknoloji, üretim, inovasyon ve istihdam stratejileri içinde önemli yer işgal etmektedir.
**
Toplantıya katılan UNESCO yetkililerinin OECD verilerine dayanarak verdiği istatistiğe göre bugün itibarıyla dünyada 132 milyon üniversite öğrencisi global bazda eğitim görüyor ve 300 milyar dolarlık bir pazar yaratıyor. 2.7 milyon öğrenci kendi ülkeleri dışında bir ülkede eğitim görüyor. Bu rakamın içinde % 70 ile Asya ve % 12 ile Afrika ülkelerinin öğrencileri önemli bir yer kapsıyorlar. Pazarın yaklaşık % 41’ini Amerika, İngiltere, Avustralya gibi ülkeler ellerinde tutuyorlar. Son yıllarda Avrupa, Japonya, Yeni Zelanda, Singapur ve Malezya yükselen değerler olarak ortaya çıkıyorlar, yüksek öğretim pazarı içindeki yerlerini almaya başlıyorlar.
**
Şimdi sıkı durun! 2007 yılı itibarıyla Malezya’da öğrenim gören yabancı üniversite öğrencisi sayısı 60.000! Bu rakamın yeni uygulanan devlet politikası ve desteği sayesinde 100.000’e çıkarılması hedefleniyor. Üstelik bunu sadece 20 devlet ve 27 özel üniversite ile 4 adet yurtdışından gelen üniversitelerin açmış olduğu kampuslar ile gerçekleştiriyorlar.
O halde mesele şu: 25 milyonluk Malezya, 50 civarındaki üniversite kapasitesiyle 60.000 yabancı öğrenciyi ülkelerine çekme ve küresel ölçüde bir başarı gösterirken 72 milyonluk Türkiye’nin yakın bir zamanda 150’lere ulaşması beklenen üniversite sayısıyla sadece 2000 yabancı öğrenciye ev sahipliği yaptığı gerçeği karşısında ’siyasi ve politik alanda Malezyalaşmanın neresindeyiz?’ sorusunun çok da anlamı var mı?
**
Malezya üzerinden yapılan içe dönük siyasal hesaplaşmaların ötesinde Malezya’nın yukarıda ifade ettiğimiz ekonomik sektörler, yüksek öğretim ve mesleki eğitimde sahip olduğu vizyon ve kat ettiği mesafeyi tartışmamız gerekmiyor mu?
Bilimde, teknolojide, yaratıcı düşünce ve inovasyona dayalı markalaşma sürecinde Malezyalaşmanın neresindeyiz sorusunu kendimize sormamız gerekmiyor mu?"