Hurşit Güneş, Milliyet , 02 Ekim 2007
Malezya oldukça modernleşmiş bir Müslüman ülke. Ancak yıllardır İslamcı siyaset egemenleşiyor. Acaba Türkiye de Malezya gibi sonunda şeriat düzenine geçecek noktaya gelir mi? Baştan yanıtlayalım: Bize bir şey olmaz. Biz hamsi yemiş bir milletiz! İşte buna benzer cahilce yazılar bu ara ne yazık ki, bol bol yazılıyor. Oysa tehlike daha da büyük! Malezya'nın 24.4 milyonluk nüfusunun sadece yüzde 55'i Müslüman. Nüfusun gerisi kalanı ise Budistler başta olmak üzere karışık. Oysa Türkiye nüfusunun belki yüzde 99'u Müslüman! Buna rağmen Türkiye'nin resmi dini yok, ama Malezya'nın resmi dini İslam. Malezya'daki Müslümanlar da (Türklerin çoğu gibi) ılımlı bilinen bir mezhebe, Hanefiliğe mensup. Türkiye bir cumhuriyet. Malezya çok partili demokratik sisteme dayalı bir konfederasyon ama aslında resmen bir krallık. İlginçtir, bu kral kimi zaman değişse de, başbakanlar uzun yıllar değişmiyor! Konfederasyonu oluşturan federal eyaletler de krallıkla yönetiliyor. İki meclisli bir parlamenter sistem uygulanıyor. Birinci meclis 69, ikinci meclis 180 üyeden oluşuyor.
Buraya nasıl gelindi?
Malezya'da İslam devlet yönetiminde önemli oranda etkili. Bu da ülkedeki İslami hareketin bir başarısı. Çünkü Malezya devleti 1980'den sonra resmi kurumları İslamileştirmeye başladı. Devletin bu noktaya gelmesinde dört temel İslami hareketin etkisi oldu. 1) Malezya İslam Partisi (PAS): Bağımsızlık sonrasında kurulan devletin İslami yönünün ağırlıklı olmasını isteyenler tarafından kuruldu. 2) Malezya İslami Gençlik Hareketi (ABIM) 1971'de Malezya Müslüman Öğrenciler Birliği tarafından kuruldu. ABIM Malezya'nın her alanda İslam hükümleriyle yönetilmesini istiyor. 3) Tebliğ cemaati Pakistan'daki Tebliğ cemaatinin bir uzantısı. 4) Darü'l-Erkâm: 1968'de kurulan bu örgüt eğitime ağırlık veriyor ve toplumun İslami yönden bilinçlendirilmesini şeriattan öncelikli görüyor. Özellikle gençler arasında etkili olan bu örgüt Fethullah Gülen cemaatine oldukça benziyor. Ancak birtakım hurafelere ve sapmalara düştüğü gerekçesiyle Başbakan Mahathir Muhammed örgütü kapattırdı.. Malezya Müslümanları, özellikle gençleri, dinlerine bağlılıklarıyla biliniyor. Gençlerin yüzde 70'i dini görevlerini yerine getiriyor. Ülkenin en güçlü partisi UMNO'yu Malaylar (Müslüman) destekliyor. Çin asıllılar genellikle MCA partisini, Hint asıllılar da MIC partisini destekliyor. Malaylar bürokraside ve siyasette egemen, Çinliler de iş dünyasında. Aslına bakılırsa ülkede ilk radikal İslamcı hareket 1969 yılında Malay-Çin kavgası çıktığında belirmişti. Bir daha da yatıştırılamadı.
Yoksulluk ve ayrımcılığın etkisi
Böylece daha yoksul olan Malaylara iş dünyasında çeşitli ayrıcalıklar getirildi. Yani, açıkça, Müslüman olmak bir avantaj haline geldi. Mahathir yönetimi de tam 22 yıl kendine bağlı birçok işadamı yaratarak ülkeyi despotça yönetti.Malezya farklı dinlerin olduğu bir toplumda şeriatın uygulanmaya çalışıldığı ve Müslüman olmayanların da giderek İslamcı baskı gördüğü bir ülke haline geldi. Başlığa dönersek, Türkiye'nin Malezya olmaması için önemli bir siyasal neden var: Avrupa. Onun dışında Türkiye'nin yakın geçmişine kuşbakışı bakıldığında Malezya örneği rahatsız edebilir. İyimser olmak, gerçekleri görmezden gelmeyi gerektirmez.